Haymana’da yaşayan halkımız, Haymana’daki laçkalaşmış, hantal, iş bilmezlik konularında ve kasıtlı olarak halkı bezdiren bürokrasideki bazı aymazlardan şikâyetçidirler. 1 günde yapılacak bir iş ne hikmetse 8-9 ayda yapılıyor. Bunun irdelenmesi ve nereden kaynaklanıyorsa sorunun araştırılıp neşter vurulması gerekiyor. Mülki Amir olarak Kaymakam Sayın Hüseyin Göktürk Bey’in dikkatlerini çekerim.
Bunun son örneğini de çok sevdiğimiz bir hemşehrimiz olan T.S. kardeşimiz bizzat yaşamıştır. Belgeleri bende mevcuttur. Şikâyetlerini hem üzüntü içinde hem de bazı bilgiler vererek anlatmıştır. Kulak misafiri olan bazı hemşehrilerimiz de Haymana’nın bu tip insanlar yüzünden gelişmediğini dile getirmişlerdir.
Düşünebiliyor musunuz? 2016 yılında tescili ve satışı talep edilen ve olumlu olarak,
1 - Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün 20.12.2016 tarih ve
59189583 -115.01-E190006 sayı olumlu yazısı,
2 - Orman Genel Müdürlüğünün 24.01.2017 tarih ve 176245 sayılı olumlu yazısı,
3 - Devlet Su İşleri 51.Şube Müdürlüğünün 03.03.2017 tarih ve 89934966-255.02-E445184 sayılı olumlu yazısı,
4 – Haymana Mera heyetinin de olumlu cevabı,
5 – En son olarak, Haymana Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 25.05.2017 tarih ve 18603433-310.05.218/432 sayılı olumlu yazıları.
Yukarıda saydığımız 5 resmi kuruluş, 6 köyden toplam 25 adet arazinin tescilinde her hangi bir sakınca olmadığına dair olumlu yazı vermişlerdir. Buna rağmen yazışmaları biten bu arazilerin, 1 memurun toplam en fazla 5 dakikasını alacak bir üst yazı, kadastroya sevki için keyfi olarak, bir veya bir iki kişinin kaprisleri ile veya başka art niyetlilerin marifetiyle sumen altı ediliyor, 8-9 ay boyunca bekletiliyor.
Konuyla ilgili verilen dilekçe, Cimer’e yapılan müracaatları dahi kaale almayıp cevap vermiyorlar. Yazışma yapılan evraklar, kadastroda en az 2 veya 3 yıl bekletilip işlem yapılmayıp kaybolurken, bazıları ise; cımbızla çekilir gibi bazı araziler kılıfına ve usulüne! uydurularak köylülerden habersizce aynı köyden bir başkasına 2 ay içerisinde satılabiliyor. Bu kılıf uydurmadan diğer köylülerin haberi olunca da, köylüler arasında kayırmacılık, ikilik ve kin oluşuyor (Culuk ve Eskikışla Köylerinde olduğu gibi ). 01.01.1984 tarihinde kabul edilen 3071 Bilgi edinme yasasına göre 1 ay içerisinde ilgiliye cevap verilmesi gerekirken, cevap vermemişlerdir. Haymana dışındaki başka ilçede bu şekilde hareket eden bir memur olsaydı, aşağıda belirtilen yasalara göre inim inim inletilirdi. Ama Haymana söz konusu olunca, bir memur dahi, hükümet içinde hükümet oluyor, karışanı olmuyor.
Yargıtay 4. dairesinin 25.05.2006 tarih ve 9/13 sayılı kararı, TCK 21. Maddesi, kastın oluşması, 657 devlet memuru kanununun 125. maddesi gereğince disiplin suçu, 5237 sayılı yasanın (TCK 257/1 ve kamu zararı tck 61. madde) görevi ihmal suçu ile zamanında satış yapılmayarak hazine ve devleti zarara uğratılması ( 765 sayılı yasanın 230. Maddesine göre mağduriyet, 5018 sayılı yasanın 71.maddesi), Anayasa137. Madde, amirin emrini yerine getirilmemesi TCK’nun 228.maddesinin 43/2 birden fazla kamu kuruluşunun zarara uğratılması. Ayrıca amirin 657’ nin 10 ve 11. maddesine göre denetleme görevini yerine getirip getirmediği ya da konunun suçu var ise, buna göz yumarak suça iştirak edip edilmediği sorularak memurlar hakkında işlem yapılmaktadır.
Ancak Başkent Ankara’nın Haymana İlçesinin tapu kadastro ve özel idare memurları söz konusu olduğunda, ne Cimer’in, ne Cumhurbaşkanlığı makamının ne de savcıların gücü yetmemesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. O zaman insanlara, bunu yapan memurların dokunulmazlığı olan ikinci bir güç sahibi imişler havasını veriyor.
Öğretmenler neden Haymana’yı bir sürgün yeri ve aynı zamanda sıçrama tahtası olarak görüyor ve sonrasında ise hemen Haymana’yı terk ediyorlar? Çünkü daha önce aşina olduğumuz, “küçük olsun benim olsun” diye düşünen yerel siyasilerden sonra, bu sefer aynı düşünce taşıdığına inandığımız ve uygulamaları ile bunu gösteren Haymana bürokrasisi, insanları Haymana’dan soğutuyor. Tabi hepsi değil.
Türk Ordusunun; Kurtuluş savaşında diğer cephelerde durdurulamayıp Ankara sınırına dayanan düşman Yunan askerini, Mangal Dağı ve Çal Dağı’nda bozguna uğratıp galibiyet meşalesini ateşlemesinde en büyük pay Haymanalılarındır. Yufka ekmeğini, ayranını, tereyağını, sütünü, yoğurdunu ve yumurtasını Türk askeri ile paylaşan ve bizzat kendileri de, geceleri gizlice köylerinden çıkıp Türk askerine katılan yine bu kahraman Haymana Halkıdır.
Ülkenin uçurumun kenarından dönmesinde büyük katkısı olan Haymana, bu bazı kendini bilmez bürokrasideki memurlar ile kurumları işlemez halde bir kasaba görünümüne girecek. Çünkü bu bürokrasi memurları, yaptıkları icraatları! İle Haymana’yı buna layık görüyor.
Şimdi anladınız mı Haymana neden gelişmiyor. Bundan 30-40 sene önce, Cuma günleri kurulan Haymana pazarına, hem kaliteli, hem de ucuz meyve ve sebze getiren bir başkası veya yabancı bir pazarcı, halkı sömüren pazar cellâtları tarafından bir güzel dövülür, malları kamyonlarından aşağı fırlatılırdı. O insanlar da Haymana’da bir daha pazarcılık yapmazlardı. Şimdi bu bürokrasi de canı istediği kişinin işini hemen hallediyor, canının istemediği kişileri de bu kardeşimiz ve onun gibilerini süründürüyorsa, bu işte bir sakatlık ve bilmediğimiz bir şey var demektir.
Tüm bunlar gözümüzün önünde cereyan ederken, “Haymana neden gelişmiyor” diye sürekli sosyal paylaşım sitelerinde soran hemşehrilerime derim ki, bu v.b. konular yüzünden gelişmediğini artık idrak etmeniz gerekir.