Yusuf Yılmaz

yusuf.yilmaz.06@hotmail.com
Yazarın sitemizde "114" adet yazısı bulunmaktadır. Eklenme Tarihi: 06/02/2014 5411 kez okundu.

Ben Müslüman mıyım Yoksa Aciz miyim?

 

         Dünyanın her tarafında Müslüman kanı akıyor. Mısır’dan Burma eyaleti Myanmar (Arakan)’a, Suriye’den Doğu Türkistan’a, Türkmenistan’dan Bangladeş’e kadar katliam ve soykırıma maruz kalan hep Müslümanlardır.

Akan Müslüman kanını durduracak İslami bir otorite ve siyasi irade yoktur. Müslümanlar sahipsiz ve başsızdır. Myanmar (Arakan), Suriye ve Mısır’da başsız olan Müslümanlar, batı güdümündeki yöneticilerce, vahşice katledilmektedir. En son Suriye’de Esad tarafından işkence edilerek vahşice öldürülen Müslümanların tüyler ürperten görüntüleri. Bu katliamlar karşısında insan, çaresizce “Ben Müslüman mıyım, yoksa aciz miyim” sorusunu kendine sormadan edemiyor.

Suriye’de Esad’a karşı savaşmaları gereken gruplar, son günlerde birbirlerine saldırmış ve her gruptan yüzlerce kişi ölmüştür. IŞİD, İslami Cephe’nin merkezi olan Ahrar’uş-Şam’a hain ve satılmış diyor, Nusret Cephesini de tarafsız diye işbirlikçilikle suçluyor. Diğer İslami cihad grupları ise IŞİD’i tekfircilikle ve Suriye’de işleri bozmakla suçluyor.

 Işid, diğer Mücahidlere karşı kibirli davranarak kendini üstün gördü ve haddini aştı. Esed askerleri ile savaştığı cephelerden çekilerek, mücahid gruplarla savaştı. Mücahid grupların elinde olan Halep ve İdlib’e saldırdı ve onları köşeye sıkıştırdı. Problemler ve önemli karar için Şura Meclisi kurup başvurması; alimlere, Mücahidlere ve liderlerine danışarak birlikte hareket etmesi gerekirken yapmadı. Kendini devlet ilan edip insanları biata zorladı. Diğer İslami grupları tekfir etti. Dinden çıkana uygulanan ahkâmı tatbik edip kanlarını, mallarını mubah görme gafletine düştü. Bu hareketleri cihad sorumluluğu ile asla bağdaşmıyor.  

Suriye’de Nusra ve İslam Cephe’sine karşı tavır takındı. İslam Cephesinin IŞİD’e elçi olarak gönderdiği komutanlardan Dr. Hüseyin El Süleyman’ı işkence ile öldürerek fitnenin ateşini fitilledi. Konumunu tartışır hale getirdi. Bırakın Bir Mücahid’e, elçiye ve Müslüman’a; Gayri Müslim’e dahi eziyet etmek İslam anlayışında yoktur. Işid yöneticilerinin Allah’tan korkmaları, büyük vebal ve sorumluluğun farkına varmaları gerekir. Bu hareketler; İslami cihada zarar veren tutumlardır. Kendisini bir devlet, cihad eden ve şehidler veren diğerlerini hiçbir delil olmadan İslam’dan çıkma ile itham etmesi; şeytanın kendisini büyük görmesine benzer. Aşırılık ve Müslümanların kanını helal görme tuzağına düştü. İslami grupların cephelerinin ve Suriye cihadının zayıflamasına yol açtı. Kendine çeki düzen vermezse Mü’min’lerin gözünde ajan muamelesi görecektir.

 

Peygamber (a.s.v.) “Kim bir kardeşine ‘Ey Kafir!’ derse, bu söz ikisinden birine döner.” Buyurmuştur. Peki bu sözü, Allah’ın kanunu ile hükmetmek ve Allah’ın dinini yeryüzünde hakim kılmak için cihad aşkı ile hareket eden ve ekserisi Mü’min olan gruplara söylerse kendi durumu ne olur? Avrupa'da rahat ortamda yaşarken, o ortamı bırakıp buraya cihad yapmaya geliyor, hemen ortama alışamıyor. Biraz ortama uyum sağlamasını beklemeden katı kurallar uygulamak akılsızlık değil mi?

 

Bunları söylerken Işid’i tamamen suçluyor muyuz? Hayır. ÖSO içerisinde Amerika, Suudi, demokrasi ve laiklik yanlısı, Esad’ın eski komutanlarının yönettiği çeteler vardır. IŞİD mücahid gruplar ile çatışırken, çekildiği bölgelerde ÖSO içerisindeki bu sapıklar; Işid’in Muhacir Mücahidlerinin eşlerini kaçırıp tecavüz ettiler, öldürüp derelere attılar. Avrupa’nın değişik ülkelerinden; yani Haçlı ortamından hicret edip gelmiş olan bu tertemiz kardeşlerimizin eşlerine bu tecavüzleri yapanlar, soysuz ve alçaktırlar, mazeretleri olamaz. Işid haksızca birkaç infaz ve içerisinden 3-5 kişi hata yaptı diye -ki belki de ajandırlar- Işid’in bütününe mal edip, buna karşılık bir günde 700 Işid’li genci öldürmek insafsızlıktır.

 Dünyadaki bazı sözde alim ve İslami grupların liderleri; ortamı yatıştırmak yerine, iyice kızıştırdılar. Onları barıştırmak, bir araya getirmek için bir orta yol nasihatinde bulunmadılar. Takım tutar gibi İslami grupları tutmayı yeğlediler. Hâlbuki hataları olmakla beraber; her iki taraf kâfirlere karşı savaşmaktadır. Bu durum Müslümanları derinden üzmüştür. İşin iç yüzünü bilmeyenler; bu grupları Esad’a karşı savaşan İslami gruplar olarak bilmekte, neden başarı elde edemiyorlar diye sorgulamaktadırlar. Hâlbuki Müslümanları katleden Esad kâfirine karşı savaşan İslami gruplar param parçadırlar.

Batı, İslam ülkeleri içerisindeki karışıklıktan yararlanmakta, onlara silah satıp, hem ekonomilerini düzeltiyorlar, hem de Müslümanların birbirlerini öldürmelerini sağlıyorlar. Medya’dan okuduğuma göre, 2010 yılında ABD’nin satmış olduğu silah tutarı 21 milyar dolar iken; Arap Baharının başlaması ile 2011 yılında 66 milyar dolara çıkmıştır.

İslam’ın doğuşundan beri İslam topraklarına saldıran Haçlı seferleri, bütün hızıyla devam ediyor. Bu Haçlı seferlerine dur diyecek Selahaddin-i Eyyübi’lere ihtiyaç vardır. Ne yazık ki Selahaddin-i Eyyübi’nin torunları olması gerekenler; İslam’a düşman, İslam dışı bir hayat yaşamakta, fırsattan istifade ederek Suriye’de Müslümanları arkadan vurmakta ve Beşşar Esad denen kâfir ile işbirliği yapmaktadırlar.

Müslümanların en büyük düşmanı öncelikle kendi aralarındaki fitnedir. Fitne yapıp aralarındaki anlaşmaya engel olacak, onların gücünü bilerek zayıflatacak fitnecileri, kim olursa olsunlar Allah kahretsin diyorum. Temennimiz; İslami grupların en kısa zamanda anlaşarak ve eskiden olduğu gibi Suriye’de omuz omuza savaşarak Suriye’de, Asr-ı Saadetten sonra ilk defa bir İslam Devletinin kurulmasıdır.

Tek çare; İslam Birliğini hayata geçirmektir. Bunun yolu ise; Müslümanların ayrılığa düşmeden birlik ve beraberlik içerisinde bir araya gelerek kardeşlik şuuruna erişmeleri, birleşmeleridir. “Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın ve ayrılığa düşmeyin. Allah'ın size olan nimetini anın. Hani siz birbirinize düşman idiniz Allah gönüllerinizi birbirine yaklaştırdı da O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz Allah sizi oradan kurtardı. Doğru yola erişmeniz için Allah size ayetlerini böyle açıklıyor” Ali İmran 103. Ayet.

 


Yorum Yapın
500

Bu yazıya toplam 4 yorum yapıldı.
  • Başlık : Allah Razı Olsun Yine Güzel Bir Konu 11/03/2014 14:41:58
    Gönderen : Emrah TETİK
    Kesinlikle yaraları iyi bilen birisiniz.Keşke sizin gibi düşünen yöneticilerimiz yoğunlukta olsa... Sonuçda dediğiniz gibi Tek çare; İslam Birliğini hayata geçirmektir.(İNŞAALLAH) Selametle Yusuf Amca.
  • Başlık : Maalesef Hocam Dünyada İslami Yönetim Yoktur 12/02/2014 09:36:35
    Gönderen : Yusuf YILMAZ
    Hocam Allah razı olsun güzel bir konuya değinmişsiniz.Şu anda görünürde,yani kağıt üzerinde İslamiyet ile yönetilen ülkeler diye bilinen ülkelerin hiç biri İslamiyet ile idare edilmiyor.Yöneticiler Müslüman halkı yönetmelerine rağmen;İslamiyetin İ harfini anlayacak bilgi,birikim,iman ve Kur`an bilgisi ile asla ilgileri yoktur.Ama hepsi de Müslümanız diyorlar.Kimisinin eşleri tesettürlü,kimisinin eşleri eşleri olmazsa dahi beş vakit namaz kılmaları,bazıları da cuma namazlarına gitseler-ki Arap ü
  • Başlık : dünya haritası 10/02/2014 07:35:02
    Gönderen : yazan adam
    sayın Yusuf Hocam elbette düşünmüş olmalısın ki bu yazıyı yazmışsınız. dünya haritasını önüme açtığımda bakıyorum ve geri kalmışlık, savaşlar, insanın insana zulmü, iç karışıklığın daimi olduğu, ilerlemenin en az seviyede olduğu ülkelere bakınca ne görüyorum! islamiyet ile yönetilen ülkelerde bu kaosun nedeni ne acaba? saygılarımla hocam....
  • Başlık : TEBRİKLER 07/02/2014 11:48:38
    Gönderen : yusuf ÇETİN
    Kalemine sağlık çok derin konulara temas etmişsin ve gerçekten Müslümanlar üzerinde oynanan oyunlara dikkat çekmişsin. İnşallah bizler de sizin dile getirdiğiniz ibretlik konulardan ders alır kendimize çeki düzen veririz.Sizi tebrik ediyorum.